
Çocuk Terapisi
Kişilik gelişiminin insanın yaşamı boyunca devam ettiğini kabul etsek de, kişilik oluşumu, gelişimi ve yapılanmasında temeller çocukluk döneminde atılmaktadır. Bu temelin en önemli yapıtaşları ise; sevgi, ilgi ve güven üçlüsüdür. Bu sevgi, ilgi ve güven yapıtaşları ile yetiştirilen bir çocuğun başarılı ve yetişkin bir birey olarak topluma katılma olasılığı oldukça yüksektir.
Buna denk olarak, uyum ve davranış bozukluklarına bağlı olarak seanslarımıza gelen çocukların, gerekse yetişkinlerin ruhsal bunalımlarının kökeninde bu yapıtaşlarının eksikliği ya da yetersizliği, yanlış biçimlendirilmesinin yattığını gözlemlemekteyiz.
Çocuk terapisi; çocuğunuzun tüm gelişim evrelerini bilinçli bir biçimde izleyerek, bireyin doğum öncesi döneminden başlayarak ergenlik evresine kadar süregelen gelişimini ele alır.
ÇOCUK PSİKOLOJİSİ İÇİN BAŞLICA ÇALIŞMA ALANLARIMIZ
☞ Çocukta Uyum ve Davranış Bozuklukları:
Uyum kavramı, bireyin özelliklerinin kendi benliğiyle uygunluğu – uyumu ile ilişki kurabilmesi ve bu ilişkiyi sürdürebilmesi olarak tanımlanır.
Gelişim evrelerinde çocuğun karşılaştığı zorlukların getirisi, çocukta duygusal düzeyde bozukluklar yaratabilir. Bu olumsuz tepki ve davranışlara “uyum ve davranış bozuklukları” denir.
Uyum ve davranış bozuklukları belirtileri arasında;
- Parmak emme
- Hırçın olmak
- Saldırgan tutumlar sergilemek
- İnatçı davranışlar
- Karşı gelme
- Tırnak yeme
- Saç koparmak
- Alt ıslatma
- Sinirlilik
- Alt ıslatma
- Uyku problemi
- Yeme düzeninde bozulmalar
- Anti-Sosyal Davranışlar ve küfürlü konuşmalar
vardır.
Çocukta uyum ve davranış problemlerinin altında yatan birçok neden olabilmektedir. Bu uyumsuzluğun temel nedeni çocugun dikkat çekme isteği olabilir. Bunun sebebi, ebeveynlerinden veya bakımveren kişiden intikam almak veya hesaplaşmak isteği de olabilir. Fizyolojik, kalıtımsal veya çocuğun ihtiyaçlarına yetersiz kalma gibi durumlar uyum ve davranış bozuklukları altında yatan sebeplerdendir. Buna ek olarak; olumsuz anne baba tutumu, ailede cinsel istismar varlığı, annenin ihtiyaçlara yetersiz kalması, sosyo-ekonomik düzeyin yetersizliği de ek olarak gösterilebilir.
“Çocuğun gelişmesi ve kişilik kazanımında iyi sonuçlar elde etmek, uygun çevre ve şartlar, güven veren ve sevgi dolu ebeveynlerle sağlanır…”
(Aslıhan Bereketoğlu)
Bu çevreyi bulamayan çocuk, güvensiz, karmaşık duygu ve düşünceler içinde bunalır. Kimsenin kendisini sevmediği, kimse tarafından istenmediği kuşkusuna kapılarak çevresindekilere inanmaz ve güvenmez. Güven duygusu oluşmayan çocuk, büyüklerin ilgisini çekmek için gereksiz davranışlar yapar. Bu davranışlar çocuğun, çevreye uyumunu bozan davranışlardır.
Çocukluktaki davranış bozuklukları aile bireylerini epey zorlayan konulardandır. Çocuğun gelişim süreci boyunca farklı evrelerden geçmesi ne kadar sağlıklı bir şekilde olursa, sorunları çözümleyip üstesinden gelmesi de o kadar kolay sağlanır.
Kısaca, çocuğun tanısı kadar, terapi süreci de uzun ve titiz bir çalışmayı gerektirir. Bu süreç içerisinde, klinik psikolog ile ebeveyn ya da bakımverene büyük görevler düşmektedir.
☞Depresyon, Kaygı ve Travma:
Depresyon: Üzüntülü ruh hali ile günlük işlevlerini yerine getirme güçlüğünün birarada görülmesine depresyon denir.
Depresyonun özellikle ergenler arasında oldukça yaygın olduğu bilinmektedir. Çocuklarda gelişim dönemleriyle bağlantılı olarak da depresyon gelişebilmektedir. DEHB, Özel Öğrenme Güçlükleri, Uyum ve Davranım Bozuklukları, Karşı Olma – Karşı Gelme Bozukluğu veya bir takım bedensel engeller beraberinde depresyonu da getirebilmektedir.
Çocukta depresyon belirtileri;
ağlama krizleri, sürekli huzursuzluk,uyku ve yeme düzeninde bozulmalar, göz temasından kaçınma, tuvalet alışkanlığı problemleri, motor beceri gelişiminde aksama, çocuğun oyuncaklarını atması veya kırması gibi durumlar bu belirtiler arasındadır.
Terapiye katılımda öncelikle aile çalışmalarıyla problemin, bakımverenleri tarafından ifade edilerek, aile tutumu çalışılıyor. Sonraki aşamalarda çocuğun gösterdiği davranış sorunları üzerine odaklanılıyor.
☞Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu:
Temel olarak dikkat azlığı, aşırı hareketlilik ve dürtüsellikle karakterize nörogelişimsel bir sorundur. DEHB, çocukluk döneminin en yaygın sorunları arasında olup ergenlik ve erişkinlik dönemlerinde de sürer, tedaviyle belirgin düzelmeler gösterir. Tedavisi sağlanmadığında, kişinin yaşantısının her alanında sorunlara neden olmaktadır. Bu sorunlar gerek psikolojik, sosyal, gerekse de eğitim sorunlarıdır. DEHB tanısı konulabilmesi için çocuktan, yakınlarından, öğretmenlerinden, birlikte yaşadığı kişilerden alınan bilgilerin yanı sıra nöropsikolojik testler, ölçekler, psikolojik değerlendirmeler, yapılan gözlemlerin klinik testlerle desteklenmesi gerekmektedir.
☞ Özel Öğrenme Güçlüğü:
Çocuğun zekasının normal veya normalin üzerinde olması şartıyla konuşma, yazma, matematik işlemleri, bilgi kazanımı, iletişim becerileri, dikkatle ilgili sorunlar, sağ – sol karıştırma, harf ve rakamları sürekli karıştırma, el – göz koordinasyonu sorunları gibi belirtilerle kendini gösteren bir bozukluktur. Bu bozukluk da kendi aralarında gruplandırılmaktadır.
Çocuğunuz özel öğrenme güçlüğü tanısı almışsa, terapi merkezlerinden destek alabilir, çocuğunuza uygun bireysel eğitim programı oluşturabilir, düzenli aralıklarla görüşmeler düzenletebilirsiniz.